Arena Futbol

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

        Arena FutbolHoşgeldiniz :
En son ziyaretiniz : Perş. Ocak 01, 1970
Mesaj Sayınız : 0

Fenerbahçe

Image Hosted by ImageShack.us

Trabzonspor

Son Dakika Spor

Son Dakika Haberler

iş ilanları

En son konular

» Şişli'de rekor katılım
BİR GİZE UYANIŞ Icon_minitimeC.tesi Mayıs 19, 2012 10:29 pm tarafından taner

» BDP'li vekile 5 yıl hapis
BİR GİZE UYANIŞ Icon_minitimePerş. Mayıs 10, 2012 6:11 pm tarafından taner

» CHP'ye Haciz Şoku...
BİR GİZE UYANIŞ Icon_minitimeSalı Mayıs 08, 2012 5:26 pm tarafından taner

» Gözüne kamera yerleştirdi
BİR GİZE UYANIŞ Icon_minitimeC.tesi Mayıs 05, 2012 8:22 am tarafından taner

» Bu defa 14 tane başsız ceset bulundu
BİR GİZE UYANIŞ Icon_minitimeC.tesi Mayıs 05, 2012 8:20 am tarafından taner

» Kış Bahçesi
BİR GİZE UYANIŞ Icon_minitimeCuma Mayıs 04, 2012 8:25 pm tarafından taner

» LYS adaylarına müjde haber
BİR GİZE UYANIŞ Icon_minitimeCuma Mayıs 04, 2012 8:22 pm tarafından taner

» işte ABD nin en güzel mahkumu
BİR GİZE UYANIŞ Icon_minitimeCuma Mayıs 04, 2012 8:19 pm tarafından taner

» şaşırmayın bu olay türkiyede yaşandı
BİR GİZE UYANIŞ Icon_minitimeCuma Mayıs 04, 2012 8:15 pm tarafından taner


    BİR GİZE UYANIŞ

    Emrullah Zabun
    Emrullah Zabun
    Super Moderator
    Super Moderator


    Aktiflik :
    BİR GİZE UYANIŞ Left_bar_bleue999 / 999999 / 999BİR GİZE UYANIŞ Right_bar_bleue

    Mesaj Sayısı : 230
    Rep Gücü : 2147483647
    Kayıt tarihi : 21/12/09
    Yaş : 37
    Nerden : İstanbul

    Cüzdan
    Altın Altın: 999

    BİR GİZE UYANIŞ Empty BİR GİZE UYANIŞ

    Mesaj tarafından Emrullah Zabun Çarş. Ara. 30, 2009 2:21 pm

    Beyninde dolaşan sorulara
    Yanıt
    Kalbinde çarpan aşklara
    Kanıt
    Değilse yaşadıkların
    Hükmü tarihtir artık
    Kanla yazacakların

    UYANIŞ

    I

    Biliyorum
    Üzerimde yükselen bu gökyüzü
    Asırlardır bulutu ve yağmuru
    Bağrında taşıyan bu gökyüzü
    Sabırsız

    Biliyorum
    Üzerinde dolaşıtığım bu yeryüzü
    Beni bağrına basacak olan bu toprak
    Sessiz ve telaşsız yürüyüşümden
    Rahatsız

    Yer ve gök
    Hava ve toprak
    Nicedir bir insan kılığında yaşayan
    Emsalsiz kayğısızlığıma
    Misli görülmemiş bir ceza
    Biçecek

    Kendimi
    Gece ile gündüzün bitiştiği çizgiden
    Gece ile gündüzün ayrıştığı çizgiye
    Mahkum edişim
    -umarım sanmıştım-
    Yanılsamaydı
    Şimdi apaçık bilinen günahım
    Bütün mazeretlerimi unuttum
    Zehrini emerek beslendiğim yalnızlıklar
    Güneşten sakınarak gizlediğim gövdem adına
    Bir yalın hakikat olarak
    Yeniden doğuyorum sabır taşından

    Aşklar ve acılar ağırlasın beni
    Umutlar ve düşler
    Döktüm gizimi
    Tarihim kalmadı
    Geri döndüm ve seçtim
    Bu serüvende ben de varım
    Yazgıma razıyım
    Yatağını şaşıran ırmaktım belki
    Gölgesini yitiren gezgin olmadım

    II

    -Kuyuya atılan bir taşın
    Geri dönmeyecek yankısını bekleyerek
    Harcanan ömür
    Irmağın ve rüzğarın yabancısı
    Dağların tedirginidir
    Ki ancak
    Vadilerin ezberlenmiş kıvrımlarında
    Ve asırlık sukunetlerde teselli bulur-

    Dağların
    Irmakların sırrına eriştim
    Sustum ve rüzğarın dilini öğrendim
    Yanıtı gizlenmiş sorular sorandım hep
    -Varolmak var kılmaksa eğer
    Neden kanla sulanıyor toprak-
    Neden diyordum
    Neden
    Neden
    Lanetlendim bu yüzden
    Münkir sayıldım

    Acılar ve çığlıklar çekti beni
    Kanın izini sürdüm
    Bir Karmat Dai'sinin
    Şahmaran zehriyle efsunladığı yüreğime
    Geceyi ve zulmü boğacak
    Ateşten ve sudan
    Bir gövde yarattım
    Ve artık
    Çeliği eriten direncim
    Aşkı yeşerten inancımla
    Tanınmak isterim

    Çünkü ben
    Gözbebeklerimdeki karanlığı yıkadım
    Avuçlarımdaki çakıl taşlarına
    Birer birer
    Yeryüzünün bütün lanetlilerine
    Nöker bildiklerime pay ettim
    Tükenen sabrım
    Dinen öfkemle
    Yaşamak ve yaşatmak hakkı için
    Haykırdım
    Erdem isyanda saklıdır
    Erdem isyanda saklıdır

    III

    Yoksul ve yoksun bırakılan da bendim
    Bu yüzden lanetlenen de
    Çünkü konuşmamak koşuluyla dilime
    Görmemek kaydıyla gözlerime bağışlanmıştım
    Çünkü sağduyumun ve sessizliğimin emrine uyup
    Buyuranından başka dost
    Görevimden başka iş edinmediğim için
    Yaşamakla ödüllendirilmiştim

    Acının hüznün ve yanlızlığın
    Rengine boyanmış dört mevsimi
    Kum tanelerinin telaşıyla yaşıyordum
    Boynumda imal tarihim ve seri numaram
    Elimde güneşten yararlanma iznim
    Cebimde metal çadırlara manyetik kahırlara
    Piramit desenli
    Giriş-çıkış kartlarımla
    Kentin dokusuna uygun düşmeyeceğim
    Semtlerden uzak durarak
    Suratıma her bakanın
    Normal bir antropoz olduğumdan kuşku duymayacağı
    Sıradan sönük bir bakışı ısrarla taşıyarak
    Bir sukunet halinde yaşıyordum

    Yasakları çiğnemeden
    Dengemi bozmayıp sıramı aksatmadan
    Mazi hal ve istikbalde
    Sukute davet makamlarla
    Daralmış mekanlara resmedilecek gövdemi
    Talimatlar eşliğinde
    Tatbikat alanlarına taşıyordum

    Zamanın
    Parçalanan bünye
    Dağılıp savrulan organlar
    İnsanlığın
    Çöküşe doğru kasri meyil devinimi
    Kendine son arayan bir hikaye
    Olduğuna şaşıyordum

    İstilacı yanıtlardan müzdarip
    Tahripkar beynimle
    Yürekte sıkışan aşklar adına
    Betonların örtemediği topraktan
    Ve saçlarımı tarayan rüzgardan
    Aldığım cesaretle
    Nerede insan orada isyan çığlığıyla
    Hükmedeni hükümsüz kılacak
    Sorular çoğaltıyordum
    -Bu beden ve bu ömür kime zimmetli
    Kim için ve neden yaşamalıyım
    Lutüf diye dayatılan bu zulmü-

    IV

    Gezgin oldum bir zaman
    Çıplak ayak elde asa
    Durdu duracak bir yürekle
    Yollara vurdum kendimi
    Dünyaya sırtımı dönüp
    Araladım gecenin zifiri karanlığına açılan kapıyı
    Yıldızları gözledim
    Rüzgarı dinledim
    Issızlığa gömülmüş ayışığıyla söyleştim
    Son kez baktığım ceylanın
    Gözlerinden şavkıyan lanetin
    Hakettiğim günah olduğunu bilerek
    Gölgemi dağlarda
    Sesimi çağlayanlarda bıraktım
    Her gece kendi okumla yaralanan yüreğime
    Melhem olsun diye
    Bulutlardan günışığı dilendim

    Kuluk sıfatını haketmek için
    Sırat belleyip
    Yere serdim insanlığımı
    Sürdüm azap diyarlarına kendimi
    Kölelere karıştım
    Kendimle yarıştım
    Cefa çektim
    Sefil oldum
    Yargıç ben suçlu ben
    Bir sırdaş gibi sarılıp hicrana
    Gönüllü sürgün oldum
    Ruhumu arındıracak nehir
    Gövdemi gizleyecek bir şehir aradım

    Hıçkırıklarımı çığlığa dönüştürecek
    Sur diplerinde biriken ahaliyi umursamayıp
    Suratıma kapanan kapıların sırrını anlamadan
    Tapınaklar aradım
    Putlar
    İkonolar
    Ayinler
    Beynimde uğuldayan karanlık sözler
    Sırtımda kabaran kırbaç izleriyle
    Bir sığınak bulmak için harcadığım ömrümü
    Mahşerin gizi sandığım
    Vebalimle teselli ederdim

    Zaman tükendi
    Sura üflendi nefes
    Yay gerildi
    Hevesle donandı ok
    Ricat hallerim müstesna
    Tepeden tırnağa isyan menzilindeyim

    V

    Işığa yabancı
    Renklere düşmandım
    Varlığımdan tereddüt eder
    Ruhumdan hicap duyardım
    Bana kuçak açan bu dünyaya
    Kapardım da gözlerimi
    Kabirde çürüyecek bedenime
    Lamekan cennetler bulabilmek için
    Dara durur
    Çile çekerdim

    Aah...
    Benim takatsiz bahtım
    Aah...
    Mecalsiz kalbim
    Sığındığım bütün tekkelerden
    Edindiğim sabır taşları
    Mürşid bildiğim şehlerden
    Kuşandığım karanlık ayetler
    Ne tesselli oldu
    Azap dolu ömrüme
    Ne sızılarımı dindirdi
    Perde düştü
    Gün vurdu
    Kendimden bile sakladığım
    Kabuk bağlamış yaralarım
    Yeniden soyuldu


    A. Galip

      Forum Saati Salı Mayıs 14, 2024 10:21 pm